DAİMA EDEBİYAT’IN 17. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞMAYA HAZIR

ANA SAYFAGündem

DAİMA EDEBİYAT’IN 17. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞMAYA HAZIR

Kültür, sanat, edebiyat platformu edebiyatdaima.com ekibi tarafından yayına hazırlanan Daima Edebiyat dergisinin Temmuz-Ağustos 2023 tarihli 17. sayısı okurlarıyla buluşuyor.

DAİMA EDEBİYAT’IN EYLÜL SAYISI “PENCERE” TEMASIYLA YAYINDA
Daima Edebiyat’ın 16. Sayısı Okurla Buluştu
DAİMA EDEBİYAT’IN 12. SAYISI “YAPRAKLARIN UĞULTUSU” TEMASIYLA YAYIMLANDI

DAİMA EDEBİYAT’IN 17. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞMAYA HAZIR

Kültür, sanat, edebiyat platformu edebiyatdaima.com ekibi tarafından yayına hazırlanan Daima Edebiyat dergisinin Temmuz-Ağustos 2023 tarihli 17. sayısı okurlarıyla buluşuyor. Yayın yönetmenliğini öykücü Muhammet Erdevir’in yaptığı dergi, edebiyatdaima.com üzerinden temin edilebiliyor. Derginin yeni sayısını aşağıdaki linkten ön siparişle temin edebilirsiniz:

Daima Edebiyat’ın 17. sayısını aşağıdan indirebilirsiniz:

Dergiyi aşağıdaki linkten indirmeden okuyabilirsiniz:

Daima Edebiyatı’n 17. Sayısında “Özeldir Çünkü…” bölümünde Hakan Akdoğan ve Engin Elman yer alıyor.

Hakan Akdoğan Yusuf Atılgan’ı anlatırken; “Yusuf Atılgan’ın romanlarına ve öykülerine baktığımızda bireyin seçimleri konusundaki tereddütlerini ve dünyayı algılayışındaki tekinsizliği hissederiz. Karakterleri seçememekte, varoluşlarını gerçekleştirmek yolunda ilerleyememektedir. Atılgan, resmi kayıtlarda 25.08.1921 doğumlu görünür. Bunu reddederek asıl doğum tarihinin 27.06.1921 olduğunu söyler.” Cümleleriyle yazısına giriş yapıyor.

Engin Elman ise “Sadık Yalsızuçanlar, hayatımın en ciddi edebiyat olayıdır. Sadık abiyle tanışmak bir bakıma o tıkanıp kaldığım kitapların romantik dünyasından çekip aldı beni.” diyerek Sadık Yalsızuçanlar’ın kendisi için neden özel olduğunu anlatıyor.

Daima Edebiyat dergisi, 17. sayı

Daima Edebiyat, bu sayıda “Sözaltında” bölümünde usta öykücü Ethem Baran’ı konuk ediyor. Derginin editörlerinden Jale Önder Darıcı, Ethem Baran’la “Güzelliğini Gördükçe Ağlayasım Geliyor” kitabı üzerine bir söyleşi yaparken, derginin diğer öykü editörlerinden İbrahim Halil Çelik ise kitap için kaleme aldığı inceleme yazısıyla yer alıyor. Bölüm Ethem Baran’ın “Düşleri Fettan Güzel” isimli öyküsüyle son buluyor.

“Yere basmadığını, ayaklarının ses çıkarmadığını, iz bırakmadığını düşünerek hâlâ rüyadaymışçasına yürüdü.

Yer titrerse köy de titrerdi. Köy titrerse dünya da…

Avludan çıkınca dünya iyiden iyiye beyaza kesti. Kar yağmıştı kar; üşümüş, çok üşümüş damların üstüne. Evler masal dinlerken uyuyup kalmıştı, kafalarında takkeleriyle”

Her sayıda yeniliklerle gelen Daima Edebiyat dergisi 17.sayısında “Kitap-Mekân” bölümüyle konuklarına okudukları eserle okurken bulundukları mekânı bağdaştırarak onlarda uyandırdıkları hisleri soruyor. Dergide Abdullah Harmancı, “Mesnevi’yi Nerede Okumalı?” isimli yazısıyla “Mesnevi’yi Karadeniz kenarında okumuştum. En azından bazı kısımlarını. Seneler sonra anladım ki bu bir işarettir. Deniz kenarında okuduğum kitap neden Mesnevi oldu?” yer alırken, Recep Kayalı “Neresi Bizim Evimiz?”başlıklı yazısıyla “Mekânın edebiyat üzerinde kapladığı yeri anlattığım bu yazıyı yazmama sebep olan kişilerden biri de Norveçli yazar Erlend Loe. Bu kel adamı ilk okuduğumda uzun zamandır beni gıdıklayan, öfkemin pimini elinde tutan duygularımı açığa çıkartmama sebep oldu.” katkı sağlıyor.

Daima Edebiyat Dergisi bir diğer yeni bölümün de ise “Şiirülke” başlığıyla okurlarının karşısına çıkıyor. 17.sayının ve bölümün ilk konukları Ali Lidar ve Ömer Aksay oluyor.  Ali Lidar’ın yazısında şöyle diyor:

“Babam hiç okumazdı benim yazdıklarımı. Daha doğrusu babam neredeyse hiçbir şey okumazdı. Fakat ben galiba bir gün okur ve hoşuna gider diye yazmışım hep. Babam öldü. Kendimi beğendirmek istediğim kimse kalmadı. 45 yaşındayım bu saatten sonra âşık olmam da zor. Sanırım şiir her şeyden önce bir gerekçe işi. Neye? Kime? Ve niçin?. Benim şiir yazmak için bir gerekçem kalmadı”

Ömer Aksay “Yayımlamak zorunda kaldığım son şiirimi “hikâyesiz” olarak göndermiştim bir taşra dergisine. Onlar da anlamamış olmalılar ki, şiirimi büyük bir çöp yığınının arasında zorlukla buldum. Hikâyesi şöyle…” diyerek Daima Edebiyat okurlarına şiirinin yazılış macerasını anlatıyor.

Şehir Mektupları serisinde Ülker Gündoğdu “Akan Nehir Olarak Adlandırılan Kent: Londra’ya Bir Mektup” başlığıyla Londra’ya sesleniyor.

Bu sayının arka kapak şiiri ise Hüseyin Akın’dan geliyor.

“Biliyorum, bu kadar yol tek başına yürünmez

Yol da kısalıyor seninle, özlemek de”

Dergide öykü, yazı ve şiirleriyle yer alan diğer isimler ise şöyle:

Merve Koçak Kurt, Fatih Selvi, Deniz Longa, Üzeyir Karahasanoğlu, Buket Uçar, Gazel Yiğit, Nisa Öztürk, Esma Safalı, Roşan Orhan, Ahmet Cengil, Ömer Öztürk, Ali Aytar, Merve Yurtsever, Suat Savur, Ahmet Menteş, Robert Bly (Çev. Arif Teymur Demirci), Büşra Yalçınkaya, Şura Aykan, Oğuz Ertürk, Sevda Altınkaya, Büşra Badeci, Münür Karagöz, Ayşe Altıntaş, Hasan Ulaş, İsmail Kurağ, Fatih Çatma, Onur Sokullu, Fikret Çelik, Ömer Keser, Zeynep Yıldırım, Kaan Mert Başkesen, Şamil Enveroğlu, Gönül Demircioğlu, Nurhan Ceylan, Hayrettin Durmuş, Ilgar Kuzu, Hande İkbal, Fatma Nur Uysal Pınar, Muhammet Erdevir.

YORUM

WORDPRESS: 0