Merve Yurtsever | Yol Ayrımı

ANA SAYFADeneme

Merve Yurtsever | Yol Ayrımı

Merve Yurtsever, Yol Ayrımı adlı yazısıyla Edebiyat Daima'da.

Elif Sude Yanık | Yaşamakta Anakronizm
Gazel Yiğit | Sessizce
Eda Tosun | Gül Dikeni

Merve Yurtsever | Yol Ayrımı

Sigaramın dumanında bile bir öfke beni çekiyor içine. İçim içime sığmıyor dörtnalda tökezde. Esiri olduğum nağmeler dilimde. Aklımsa bilmem hangi âlemde.

Yitik düşler geçmişi elleme. Kopmak için ne emekler verdin bilsene…

Bir baharı çok sevdim ben. Her yanım çiçek kokusunda, senin kokunu örtebilirken… İnsan durdurmak ister mi kalbini? Saatten hızlı, mekândan bağımsız atıyorsa demek ki… Dursa ya, bu kadarı çok fazla…

Suçluluk akıyor tenimden geceye damla damla. Kalbim nöbette ürkekçe beklemekte. Gelme diyen dilim kendine gelsene. Bu son diye diye tükendi sigaram. Tükendim ben son diye her sarılışından.

Bir güvercinin kanatlanışında ki umut sığınağım. Görünür uzaktan. Bembeyaz tüyleri arasında sırıtan siyah mektubu taşımaktan. Yorulmuş belli ki kanat çırpmaktan. Kaçabilmek marifetken kaçan mağlubiyette. Mağlup olmak gerekse de nerden esti bu hüzün, huzurla yine… İçimde bir hüzün dalgası. Huzura ermeli ya bu neyin kavgası.

Atıyorum kendimi bilindik sokakların bilinmez taşlarına. Yürüyorum bomboş öylece. Elim kalkıyor havaya elveda diye sallanmaya. Kolum tutmuyor düşüyor dirençle. Yürüyorum yine neden bilmeden.

Karşımda bir ev parıldıyor tüm ihtişamıyla. Zenginlik akıyor her duvarından. Bir güvercin konmuş camında takılı kalıyor gözlerim. Güvercin… Aklıma yine sen düştün. Sallıyorum başımı uçuşan hayalleri orda bırakmak niyetiyle.

Yola devam. Artık nereye giderse… Yürüyorum öylece. Gökyüzünde berrak karanlık. Beni mi anlatıyor bana bir anlık? Aydınlığa götürür mü ayaklarım? Önümde yol ayrımı. Hangi yol ulaştırır ki feraha?

Duruyorum. Sağ tarafta ağaçlar bana göz kırpıyorlar. Rüzgâr estikçe başları yerlerde. Bak diyor sanki en baştaki, karşı yolu işaretle. Git diyor ya da bana öyle geliyor. Çeviriyorum başımı sol tarafıma yol bomboş. Ne bir ağaç ne bir yoldaş… Aynı ben gibi diyorken dilim. Ayaklarım benden bağımsız girmiş yola beklemeksizin. Beklemek de yoruyor insanı. O da haklı… Yol tüketiyor beni… Ben tüketiyorum yol bitimi.

İleride bir kavşak var. Yine bir yol ayrımı. Dönülür mü kavşaktan geri? Duruşum kendini tartmakta. Neye ne kadar gücüm kalmış kavrayamamakta. Kavşaktayım. Yol bomboş. Dönüp bakıyorum ardıma. Bir kedi yaklaşıyor acelesiz telaşsız. Önüne düşen güvercin. Ah yine güvercin… Kedinin dişleri arasında güvercin yok olmakta. Koş diyen gönlümün emirlerine itaat etmiyor ayaklarım. Kedi gitti. Güvercin yok oldu. Soramadığım sorular doluştu aklıma. Bilmediklerim… Öğrenecek yol yok. Güvercin yok oldu. Yol artık tek yön. Ayrımlar yok. Hoşça kal güvercin. Hoşça kal güvercinin sahibi. Hoşça kal ben.

YORUM

WORDPRESS: 0