ANA SAYFADeneme

Emine Gündüz Menteş | “Ahmet Erhan’a Mektup”

Emine Gündüz Menteş, Ahmet Erhan'a yazdığı mektupla Edebiyat Daima'da

Muhammet Erdevir | Düş Serinliği
Perver Nakçi | İmtihan/Mahrumiyet
Gamze Koç | Hasta Kelimeler
[sharethis-inline-buttons]

Emine Gündüz Menteş | “Ahmet Erhan’a Mektup”

“Ama temelde, insana can veren kanın akıp gittiği kapanmaz bir yaradır şiir yazmak”

Cesare Pavese

Günlerdir sana yazma isteği içimde. Ama insanın çok sevdiği birine yazması o kadar zor ki. İçimdeki cümleleri buraya ne kadar dökersem dökeyim, sana olan sevgimi tam anlatamayacaklar biliyorum. İçimden geçen binlerce his, binlerce duygu. Ne yazık ki çoğunun alfabede karşılığı yok. Sevginin en mahrem yeri de burası işte. Sana layık cümleleri seçememekten korkuyorum. Kaç odası varsa kalbimin her odada sen varsın çünkü. Seni kalbimin bir köşesine saklamadım, seni kalbimde serbest bıraktım.  Her an geziniyorsun. Sen uyurken üzerine ipekten örtü seriyorum. Sen konuşurken gözlerimi kırpmadan seni dinliyorum. Uyanıyorum, tam karşımda seni görüyorum. Bedenden daha güçlüsü hep ruhtur. Ruhuma işlediğim ruhunla zaman her aktığında, sana daha çok bağlanıyorum. Affet beni, elimden yazmaktan başka bir şey gelmiyor. Eksik kalacaksa da cümlelerim, sen içimdeki duyguyu biliyorsun. Mektupları okurken eminim ki yüzündeki o masumluk,  gülüş ve keder yine aynı yerde toplanacak. Sahi bu kadar hüzünlü ve içten gülmeyi nasıl başarıyorsun?

Hayatın boyunca insanlardan uzak durmaya çalıştın. Kendini ispatlama derdinden hep uzaktın. Ne yüzün eskidi, ne kalbin. Gülüşünden zerre samimiyet eksilmedi. Hiç değişmedin. Senin yüzünde hiçbir kirlilik izi yok. Kalbinin nefret besleyemeyen hesapsız görüntüsü hep yüzünde.

Her mektup nar taneleri gibi dağıtır içimi. Özlem tane tane dağılır içimde. İçimizdeki özlemle ve sana yazdığım bu mektuplarla rahat bırakırlarsa bizi; işte o zaman sana şu an sarılamama düşüncesine daha kolay katlanabilirim. Bu mektuplar yazılmalı. Her şeye rağmen yazılmalı. Özellikle kendimi son derece güçsüz ve zayıf hissettiğim bu aylarda yazılmalı. Kuşkanadına yazmış gibi yazılmalı. Kuşlar ki hep özgürlüğü çağrıştırır ya ruhumuzda, beni de uçurmalı senin sevginle gökyüzüne. Bu mektuplardan geriye ne kalacak bilmiyorum. Sen onlardan daha fazlasını anlayacaksın hep. İçin tertemiz gökyüzü senin. O kadar geniş ki. Ama buraya ait değil. Çünkü tertemiz. İzin verseler dünyanın içini temizleyebilecek kadar güzel yüreğin var. İnsanların içini temizleyen güzel bir şiirsin, akıyorsun ama asla azalmıyorsun. Kendi kendini inşa etmiş dünya gibisin. Kimseye kötülük etmeden, kimseden etkilenmeden öyle bir dünya inşa etmişsin. O dünyayı biliyorum ve gerçekte çok az insan görecek biliyorsun. Zaten böylesine dünyayı bırakalım herkes göremesin. Kirletirler. Kirleniriz…

Ben doğmuştum, sen otuz dört yaşındaydın. Sen hep dünyada kalsan da ben doğduğum yaşta kalamadım… Gerçek olan ansa, ben de bu an kadar gerçeğim. Bu anı yaşamaktan başka elimden bir şey gelmiyor. Yaşadığımız çoğu şey belki hatıra olarak kalacak ve hayat boyu yaşadıklarımızın çoğunu hatırlamayacağız. Ama sen her anımda benimle olacaksın, en gerçekliğinle…

[sharethis-inline-buttons]

YORUM

WORDPRESS: 0