Öğrenci Öyküleri: Nihlegül Atay | Biz Yanarsak…

ANA SAYFAÖykü

Öğrenci Öyküleri: Nihlegül Atay | Biz Yanarsak…

Yazar adaylarının öyküleri, Edebiyat Daima'da ilk kez okurlarıyla buluşuyor. Öğrenci Öyküleri'nde Nihlegül Atay "Biz Yanarsak" öyküsüyle...

ÖĞRENCİ ÖYKÜLERİ: KAÇAK HAYATI
Öğrenci Öyküleri: Yiğit Hikmet Bircan | İki Duvar Arasında
ÖĞRENCİ ÖYKÜLERİ: İKİ ÖMÜRLÜK PUSULA

Öğrenci Öyküleri: Nihlegül Atay | Biz Yanarsak…

Koskoca Ukrayna’yı bu halde görmek çok canımı yakıyor. Ülkemi ve vatandaşlarımı korumak için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum. Lakin hâlâ bu durumdan çıkamamış olmamız beni çok büyük umutsuzluğa düşürüyordu. Hep dik durmaya uğraşıyorum. Kimse üzülmesin, bu durumdan kurtulacağımıza olan inancını kaybetmesin istiyordum. Psikolojik olarak da çökmememiz gerekiyordu. Kendime çok dikkat ediyordum çünkü halkım benim de kötü halde olduğumu anlarlarsa daha berbat hale düşebilirlerdi. Sürekli haberlerde benim ülkeden kaçtığım konuşuluyordu. Her defasında burada olduğumu, kaçmadığımı ve kimseden de korkmadığımı belirtmek zorunda kalıyordum. Gerçekten de öyleydi. Kimseden korkmuyordum. Korktuğum tek bir şey vardı o da halkımın bir daha bana güvenmemesi ihtimali!

2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesiyle başlayan kriz, 2022’ de Rusya’nın bize saldırmasıyla savaşa dönüştü. Ülkemize sürekli bombalar ve füzeler fırlatılıyor, şehirlerimiz işgal ediliyordu. Ama biz asla pes etmeyeceğiz! Kadınlarımızı ve çocuklarımızı özgürlük trenleriyle başka ülkelere gönderiyoruz ve ülkemizi savunmak için her an tetikte bekliyoruz. Ben de olası bir hareketlenmeye karşı sürekli asker üniformalarımla duruyordum. Bu savaş bitecek ve biz toparlanacağız. Buna bütün kalbimle inanıyorum. Geçen paylaştığım bildiride de söylediğim gibi: “Düşmanımızın bombardımanlarla getirdiği nefretin şehirlerimizde kalmayacağını biliyoruz. Bunun hiçbir izi kalmayacak. Her şeyi yeniden inşa edeceğiz. İşgalcilerin yok ettiği şehirleri, Rusya’daki herhangi bir şehirden daha iyi hale getireceğiz.

 Kent halkı Rus birliklerinin her an tanklarla Kiev’e girebileceğini düşünerek barikatlar kuruyor ve hendekler kazarak düşmanı hazırda bekliyorduk. Çünkü bağımsızlık ve özgürlük bizim için en önemli değerlerdir. Onları kaybetmek bizim sonumuzu getirir. Bu da asla ama asla yaşamak istemeyeceğimiz sonuçlara yol açar. O yüzden herkes elinden gelenin fazlasını yaparak düşmana karşı devletini koruyor. Vatandaşlarımızın bu davranışları beni cesaretlendiriyor.

Mücadelemizin 12. gününde ofisimde çektiğim videoyu sosyal platformlarda paylaştım. O videoda “Pazartesi gününün zor bir gün olduğunu söylerdik. Ülkemizde bir savaş var ve artık bizim için her gün pazartesi. Her günün her gecenin böyle olmasına alıştık.” diye bir konuşma yapmıştım. Konuşmamın sonunda alıştık demiştim. Evet, gerçekten de alıştık. Ama bu hayatımız boyunca yaptığımız en kötü alışkanlıktı. Bir gün böyle şeyler yaşayacağımızı bilseydim neler yapardım diye düşünüyorum da bazen. Pek bir cevap aldığım söylenemezdi. Çünkü bir gün böyle şeyler yaşayacağımı bilmek istemezdim. O panikle yaşamak çok zor olurdu. Karamsarlaşırdım. Mutlu olamazdım.

Ülkemize karşı gerçekleşen saldırıların ilk haftasında bir milyona yakın Ukraynalı ülkesini terk etti. Şu anda tek isteğim bu kadar çok insanı ülkesinden kaçıran Rusların bir an önce cezalarını çekmeleri. İnsanlarımızı düşürdükleri zor durumun aynısını yaşasınlar, yaptıkları yanlarına kalmasın istiyorum. Bunun olacağına da adım gibi eminim. Yakında yine bir bildiri paylaşacağım ve insanlarımıza diyeceğim ki: “Geri dönün! Polonya, Romanya, Slovakya ve diğer tüm ülkelerden dönün. Geri dönün, çünkü artık ülkenizde tehdit yok.”

Ben Volodimir Zelenski. Bize sözde destek olan hiçbir Avrupa ülkesi ve Amerika şu ana kadar sözünü yerine getirmedi. Sadece Rusya’yı uzaktan sözlü tehditlerle ve ambargolarla durdurmaya çalışıyorlar. Bilsinler ki bizi yakan bu savaşın ateşi onları kül eder. Çünkü Ukrayna düşerse Avrupa ayakta kalamaz.

YORUM

WORDPRESS: 0