Muhammet Erdevir, Barış Manço'ya ithaf ettiği "Kol Düğmeleri" isimli şiiriyle Edebiyat Daima'da
Muhammet Erdevir | Kol Düğmeleri
Barış Manço’ya
Can bu, aydınlığa kaçıyorum derken
Düşüverir kesif, amansız bir kuyuya
Tutundum dedikçe satır satır, sayfa sayfa
Katman katman çoğalıyor
Çırpınıp içimde döndüğüm karanlığım
Kararsız bir karanlık bu, sarhoş
Dalgaları kızgın, rüzgârı kasvet
Şarkılara sığınmak istiyorum bu kırılmalardan
Yapma diyor, hatırım için yapma
Bu kıyısız denizin ortasında, kendini yok yere acındırma
Sorar gibi yap ama soru sorma
Anlamazdan gel ama anla
Her veda imtihanın bir parçası
Merhabaların hemen ardında
Kol Düğmeleri’ni açıyorum
Düğmelerle kavgam var çok eskiden
Birleşmeyen, kopan, daim ayrılan
Koparılan düğmelerle aramda hep kavga
Bir düğme daha kırılacak sonra ben
Sonra gökyüzü düşecek ardına
Hayır diyorum, dur
Şarkılar seni, en çok da gidişini söylüyor
Acımak değil bu, acındırmak hiç değil
Yarası yara açan bir izi takip ederek
Gizemli, tutkun, yorgun adımlarla
Derin sularda sınıyoruz birbirimizi
Öyle kurşun misali ölümcül kayalıklarda
Uçurumlar, sonsuz sivri parmaklarıyla
Soruyor tek tek, yargılayan ve keskin bir dille
Bu döngü sonsuz, cevabını bildiğin soruları sorma
Demek geçiyor içimden dalgaların peşinden
Ama hayır, acındırmıyorum kendimi
Dünya kötü, önemsiz bir ayrıntı içinde ben
Hiçbir sonucu değiştiremeyen yalnız başıma ben
Şarkıları dinlesem, ciğeri kebap eylesem de hayır
Acıya kurşun işlemez, böyle demiyorlar mıydı eskiden?
Çöldür dünya, artık biliyorum
Çöldür kararsızlığı insan soyunun
Gözlerini yeteri kadar uzun kapattığında
Su, suya yazılan yazılara dönüşür
Belki de yazı, suya yazılınca değerlenecektir
Gelenlerin ve gidenlerin değerini kim kestirebilir?
YORUM