Muhammet Erdevir, "Söz Verilmiş Üç Dize" isimli şiiriyle Edebiyat Daima'da
Muhammet Erdevir | Söz Verilmiş Üç Dize
Üç dize vardı bir söz üstüne söylenmesi gereken
Konuşmayı bilmem deyip çekilmiştin kenara
Yazmak bana bu yangını, okumak sana
Şiir külden doğar, sır ateşten, sakın unutma
Işığı yazmaya koyulmuşumdur kör vaktinde günümün
Gece nemli ve yapışkan, gerilir durur saatler
Boşluğumda bir yankıdır sesin, döner de döner
Saçların at koşturur ensenin kıvrımlı düzünde
Tenin buğulu, şiirden ödünç, her an cazip
İsminden bahsetmeden üç masala başlar dilim
Ay doğmadan fısıldanır yarım kalmış öykülerim
Baş harfinden bir şifre tutsam, şiir yürekte
Gözlerini koysam içine, parmak uçlarını, ellerini
Avuçlarından gerdanına kadar toplasam hayalini
Bin sandık dolusu hazineyle gelmiştin, hatırla
Baktıkça çoğalan, sevildikçe çoğalan, düşündükçe
İstenen, özlenen, arzulanan dalıp gittikçe
Kolyeni göğsüne sarkıttığın gibi şu ölgün duvardan
Son harfimi uzatsam uyup o zambaklı çağrıya
Buklelerin kıvır kıvır, rüzgâra gebe uçları
Topuklarından çıkan bir rüzgâr, sarhoş, divane
Ayak izlerinden elbisene, beline, kemerine
Çantana sığdırıp götüreceğin bir rüzgâr
Senden uzakta, fotoğraflarda büyüyor gülümseyişin
Güldüğünde görünmeyen yollar kısalıyor ardımızdan
Ten ve koku, ziynet ve gülüş, ah şarkısı hep yarım
Işıltılı sayfalarıyla o kitap, paylaştığımız tam ortasından
Bir sırrımız olmalı dedim sana, büyük ve bizim
Sırrımız eylüle rastlar, ucu yakılmış rüyadır gördüğümüz
Paslı kapısını üç kırık dize açar saklı köşemizin
Ben unutursam sen anımsa, kapatma o kapıyı
Sırrımızı unutma, bil ki karanfil de deler kayayı
YORUM