RAYMOND CARVER’IN KATEDRAL’İNE DAİR

ANA SAYFAKitaplık

RAYMOND CARVER’IN KATEDRAL’İNE DAİR

Kitaplık köşemizde bu hafta Feyza Cengiz Dündar, Raymond Carver'ın Katedral'ini yazdı.

İbrahim Halil Çelik | Dünya Hâli Herkes “Bir Yere Yolcu”
KÖKÜ MİTOLOJİDE GÖZÜ BENGİ DAĞLARDA: BEN DENİZLERDEN HANGİSİYİM?
Berna Karakaya | İyi Bir Hikâye İyi Bir Roman: Ercan Başer’in “İyi Bir Hikâye”si

RAYMOND CARVER’IN KATEDRAL’İNE DAİR
Feyza Cengiz Dündar  

Raymond Carver (1938-1988), Amerikan doğumlu kısa öykü yazarı ve şairdir. Amerikan edebiyatının en önemli yazarları arasında sayılmaktadır. Üniversite yıllarında yazmaya ilgi duyduğunu fark edip bu alanda dersler almıştır.

Raymond Carver’ in ilk defa 1983 yılında yayımlanan Katedral isimli kitabı, esere adını veren öyküyle birlikte toplam 12 farklı hikâyeden oluşmaktadır. Elbette kitap bir bütün ancak her öykü birbirinden bağımsız da okunabilir.

Kitapta; Tüyler, Şefin Evi, Muhafaza, Kompartıman, Küçük İyi Bir Şey, Vitaminler, Dikkatli, Nereden Aradığım, Tren, Ateş, At Başlığı ve Katedral adlı öyküler vardır.

İsimleri gündelik hayatın parçası gibi görünse de, öykülerin içeriği oldukça etkileyicidir.  Carver’ın bu eserinde yalnızlık, ayrılık, umutsuzluk, hayal kırıklığı temalarını görüyoruz. Ayrıca kitapta ailesini geçindirmek için başka işlerde çalışan yazarın hayatından izleri de görmek mümkün.

“Üzgünüm ama olmadığım biri gibi konuşamam. Ben başka biri değilim. Eğer başka biri olsaydım hayatta burada olmazdım. Eğer başka biri olsaydım, ben olmazdım. Ama neysem oyum. Anlıyor musun?”(s.42)

Yazar, kitaba adını verdiği Katedral isimli öyküsünde kör bir karakteri gerçekçi bir aktarımla kurgulamış ve böylece tüm eserin en çok konuşulan öyküsü Katedral olmuştur. Kör insanların yaşadıklarını tüm gerçekliğiyle okura aktarmayı başarmıştır. Hikâyeyi önemli kılan ise, toplumun engelli ve engelli olmayan kesimlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini etkileyici bir dilde, gözleme dayanarak irdelemesidir.

Kitapta en etkileyici ve yaralayan, “Bu dünyada her an her şey olabilir” dedirten “Küçük İyi Bir Şey” hikâyesinden bahsetmek istiyorum. Yazar, bu öyküsünde kalemini doğum günü yaklaşan oğluna pasta sipariş eden heyecanlı bir kadına çevirir. Öykünün sonuna kadar merak duygusunu hiç esirgemeden anlatmayı başarmış yazar. Sonunda ise derin bir hüzün haliyle bizleri baş başa bırakıyor. 

“İçi yanıyordu, kendini olduğundan daha büyük, bu adamların her birinden daha büyük hissettiren bir öfke duyuyordu”(s.92)

Raymond Carver, günlük olayları, gündelik bir dille yazmasına rağmen bu onun üslubunu basmakalıp bir halde bırakmamış. Tam tersi yazar dil işçiliğini iyi kurmuş.  Hatta öykülerin sonunda şaşırtmayı bile başarıyor. Karakterleri vasıtasıyla yalnızlıkla, ayrılıkla ve acıyla baş etme biçimini göstermiş.

Bir nevi öykülerinde her insanın acıyla baş etme yöntemi farklıdır’ ı göstermiş diyebilirim.

Son olarak, yazarın anlatım tarzıyla alakalı birkaç noktaya değinmek istiyorum. Yazar, karakterlerinin kaderlerini değiştirir gibi yapmış ama karakterlerinin tüm yaşadıklarını olduğu gibi bırakıp hayatın içinden bir parçaymış gibi anlatmayı seçmiş. Bu da bence kitabı daha gerçekçi kılmış. Carver sıradan insanların yaşamlarına objektifini çevirmiş. Sıradan olanı en yalın, en gerçekçi haliyle ortaya koymaya çalışmıştır. Bunu yaparken insanların derinlerde yatan ruh hâllerine, tepki verme biçimlerine odaklanmıştır. Öyküleri okuduktan sonraysa “Sahi ne anlatılıyor bu öyküde” diye insanı düşündürür. Bu yüzden öykünün sonundaki kırılma anını iyi keşfetmek için dikkatli okumak gerekli. Ayrıca yalın ve sade anlatımına karşı bir o kadar da karmaşık olan Raymond’ un öykülerini anlamak için okuyucunun biraz çaba göstermesi gerekmektedir.

Raymond Carver Kimdir?

(1938-1988) Yoksul bir çocukluk geçirdi, işçilik yaparak kasaba kasaba dolaştı. 19 yaşında evlenip iki çocuk sahibi oldu. Uzun süre alkolizmle mücadele etti. Tam anlamıyla hikâyelerindeki insanlardan biri gibi geçirdiği bu yıllardan sonra 1977’de ilk hikâye kitabı Will You Please Be Quiet, Please? (Lütfen Sessiz Olur musunuz, Lütfen?) yayımlandı. Ulusal Kitap Ödülü’nü alan bu kitaptan sonra, Carver’ın minimalist yazısında bir başyapıt kabul edilen What We Talk About When We Talk About Love (Aşktan Sözettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz, Çev: Zafer Aracagök) yayımlandı. Yazar olarak giderek tanınan Carver, çeşitli üniversitelerde ders verdi. Cathedral (1983) ve ölümünden önceki son hikâye kitabı Where I’m Calling From (Telefon Ettiğim Yer, 1988)’in yanısıra şiirlerini Winter Insomnia (Kış Uykusuzluğu), Where The Water Comes Together With Other Water (Suyun Başka Suya Karıştığı Yer) ve Ultramarine gibi kitaplarında toplamıştır. Carver’ın Türkçe’de bundan önce çıkan kitabı hikâye ve şiirlerini biraraya getiren Ateşler adlı bir derlemedir. (Çev: Zafer Aracagök, Adam.)

YORUM

WORDPRESS: 0