ANA SAYFAKitaplık

Yunus Çinçin | “Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl”a Dair Yazdı

Orhan Kemal'in "Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl " adlı eseri, Nazım Hikmet'in şiirleriyle, Nazım Hikmet'in ve Orhan Kemal'in fotoğraflarıyla da zenginleştirmiş

Yunus Çinçin | Beni Kör Kuyularda’ya Dair
Yunus Çinçin | Yabancılaştığımız Gerçeklerin Öyküleri
Yunus Çinçin | Dücane Cündioğlu’nun Motto’su
[sharethis-inline-buttons]

Nazım Hikmet, pek çok yönüyle ön plana çıkmış bir şair ve yazarımız. Her geçen gün, edebiyat dünyasında ve yaşamımızda onun yerinin daha da sağlamlaşmasına, Nazım Hikmet’in farklı yönlerinin öğrenilmesine, Nazım Hikmet’in öngörülerinin ne kadar yerinde ve doğru olduğuna şahit oluyoruz ve bu durum beni hiç şaşırtmıyor. Nazım Hikmet’in çok yönlü bir sanatçı, insan; sanıldığından daha büyük bir değer olduğunun fazlasıyla farkındayım. Dolayısıyla, Nazım Hikmet hakkında yazılacak her eser, onun hakkında eksik bilinenleri ve bilinmeyenleri su yüzüne çıkaracak ve Nazım Hikmet hakkında eksik ve yanlış bilinenleri tamamlayıp düzeltecektir.

Orhan Kemal’in, “Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl” adlı kitabı, hacminin çok ötesine geçen ve içeriğinde bir anı olmaktan daha fazlasını barındıran bir eser. Eser üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Orhan Kemal Nazım Hikmet’le üç buçuk yıllık koğuş arkadaşlıklarını, hapishane anılarını anlatıyor. Kitabın ikinci bölümü, “Orhan Kemal’in hapishanedeyken aldığı notlardan Nazım Hikmet’le ilgili olanları içeriyor ve “Orhan Kemal’in Not Defteri’nden” başlığını taşıyor. Kitabın üçüncü bölümü ise Nazım Hikmet’le Orhan Kemal’in mektuplaşmalarından oluşan, “Nazım Hikmet’ten Orhan Kemal’e Mektuplar”.

Kitabın her bölümünde Orhan Kemal’le Nazım Hikmet’in dostluklarına ilişkin farklı pek çok yaşantıya ve bu iki değerli yazarımızın kişiliklerine, hayatı algılayıp yorumlayışlarına, meseleleri ele alışlarına ilişkin ayrıntılara Orhan Kemal’in tanıklıklarıyla yer veriliyor.

Orhan Kemal bu eserinde, Nazım Hikmet’in Bursa Hapishanesi’ne gelişinden kendisinin hapishaneden ayrılışına kadarki üç buçuk yıllık süreci ve hapishaneden ayrıldıktan sonra Nazım Hikmet’le mektuplaşmalar şeklinde süren iletişimini gözler önüne seriyor.

Nazım Hikmet ‘in Bursa Hapishanesi’ne gelişiyle birlikte, Orhan Kemal’in ve arkadaşlarının onun hakkındaki kulaktan dolma bilgilerinin nasıl büyük yanılgılara dönüştüğünü görüyoruz eseri okurken. Nazım Hikmet, Orhan Kemal’e kendisiyle aynı koğuşta kalmak istediğini belirtiyor. Orhan Kemal’in Nazım Hikmet’in bu teklifini kabul etmesinin ardından, Nazım Hikmet, başta Orhan Kemal olmak üzere pek çok kişinin hayatına dokunuyor. Hayatına dokunduğu insanların hayatlarını bambaşka boyutlara taşıyıp bu insanlarda var olan cevherin ortaya çıkmasına yardımcı olup onları adeta yeniden var ediyor.  

Nazım Hikmet deyince, sanatçının pek çok edebi türde başarılı eserler yazmasına rağmen şiir geliyor akla kuşkusuz. Orhan Kemal, bu eserinde, Nazım Hikmet’le paylaştığı şiirlerini Nazım Hikmet’in acımasızca eleştirdiğini ve kendisine şiir konusunda yol gösterdiğini; yazdığı şiirlerin pek güzel olmadığını lafı dolandırmadan Orhan Kemal’e belirten Nazım Hikmet’in, yazarın öykü türünde eserlerini görüp başarılı bulunca Orhan Kemal’i öykü ve roman yazmaya yüreklendirdiğini belirtiyor.  Orhan Kemal Nazım Hikmet’in kendisinin sanatındaki yeri ve önemini belirtmenin yanında “72. Koğuş ” adlı eserini yazarken esinlendiği, hapishanedeki “âdem baba” dedikleri kimsesiz ve gariban kimselerin kaldığı 72.  Koğuş’tan;  yine Nazım Hikmet’in” Memleketimden İnsan Manzaraları” adlı eserini yazma sürecinden, bu süreçte şairin hapishanedeki mahkûmlardan ve mahkûmların anılarından nasıl esinlendiğinden,  eserini nasıl yazdığından bahsediyor.

Orhan Kemal,  eserinde, Nazım Hikmet’in hapishanedeki mahkûmlarla ve hapishane yönetimiyle ilişkilerine; hapishanede Nazım Hikmet’le dokuma tezgâhında havlu ve kumaş dokuyarak geçimlerini nasıl sağladıklarına; Nazım Hikmet’in marangozluk uğraşısına; Nazım Hikmet’in İkinci Dünya Savaşı’nı nasıl yakından takip ettiğine, savaşla ilgili öngörülerinin ne kadar isabetli olduğuna ve daha pek çok ayrıntıya yer veriyor.

Orhan Kemal, çok yönlü bir insan olan Nazım Hikmet’in Annesi Celile Hanım’la ilişkisine, Celile Hanım’ın Oğlu Nazım Hikmet’i ziyaretlerinde hapishanede Nazım Hikmet ‘e resim hakkında bilgi vermesine ve Nazım Hikmet’in çizdiği resimleri değerlendirişine de değiniyor.

Orhan Kemal, eserinde Nazım Hikmet’in hapishane arkadaşı olan ve yakın zamanda kaybettiğimiz ünlü ressamlarımızdan “İbrahim Balaban”ın çizdiği bir resme bakıp ondaki resim yeteneğini görerek, onu yanına çırak olarak kabul etmesinden de bahsediyor. Nazım Hikmet’in sanat dünyamıza kazandırdığı bu değerli insanın hikâyesine de tanıklık ediyoruz eseri okurken. Nazım Hikmet’in çalışkanlığı ve yardımseverliğiyle, bulunduğu hapishaneyi nasıl sanat ve kültür ortamına, okula dönüştürdüğüne; Nazım Hikmet’in düşünülenden ve bilinenden daha da önemli ve değerli bir insan olduğuna şahit oluyoruz Orhan Kemal’in bu eserini okurken.

Kitabın son bölümü olan Nazım Hikmet’ten Orhan Kemal’e Mektuplar ” da Nazım Hikmet’in dostu olarak gördüğü Orhan Kemal’e,  samimi duygu ve düşünceleriyle yazdığı mektuplara yer veriliyor. Nazım Hikmet’in bu mektuplarında, hapishanede ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışırken kumaş dokuyan ve bu kumaşları satmaya çalışan Nazım Hikmet ‘i; cezaevinden çıkan dostu Orhan Kemal ve ailesiyle ilişkilerini tüm sıcaklığı ve samimiyetiyle sürdürmeye çalışan Nazım Hikmet’ i; Eşi ve hayatında önemli bir yeri olduğunu her defasında dile getirdiği Piraye’ye yaptığı hatadan dolayı büyük pişmanlık duyan Nazım Hikmet’i; Orhan Kemal’in ilk öykü kitabının yayımlanmasının sevincini Orhan Kemal’le birlikte yaşayan ve ona yazarlık hakkında bazı tavsiyelerde bulunan Nazım Hikmet’i; Kemal Tahir’le yazışmalarından bahseden Nazım Hikmet ‘i görüyoruz. Eserin sonunda Nazım Hikmet’in daktiloyla yazdığı mektupların orijinal metinlerine de yer veriliyor.

Orhan Kemal’in  “Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl ” adlı eseri, Nazım Hikmet’in şiirleriyle, Nazım Hikmet’in ve Orhan Kemal’in fotoğraflarıyla da zenginleştirmiş; Ülkemizin önemli iki değeri, yazarı Orhan Kemal ve Nazım Hikmet’i pek çok farklı yönleriyle daha iyi tanımamıza ve yaşadıkları çağa onlarla tanıklık etmemize yardımcı olacak keyifle okunan bir eser.  Bu güzel eseri okumanızı tavsiye ederim.

[sharethis-inline-buttons]

YORUM

WORDPRESS: 0