Fatih Selvi Yazdı: İnsan İlişkilerinde Adil Çözümlerin Zorluğu – Canan

ANA SAYFAKitaplık

Fatih Selvi Yazdı: İnsan İlişkilerinde Adil Çözümlerin Zorluğu – Canan

Fatih Selvi, Peyami Safa'nın henüz 26 yaşındayken yazdığı unutulmaz romanlarından "Canan" üzerine yazdı.

Güler Kalem | Adil Okay’ın “Tuhaf Buluşmalar Metrosu”
FUAT SEVİMAY VE “GÖR BAĞIR” ÜZERİNE
Rüveyda İlhan Yazdı: Dorian Gray’in Portresi

İNSAN İLİŞKİLERİNDE ADİL ÇÖZÜMLERİN ZORLUĞU: CANAN

Fatih Selvi

Canan, Peyami Safa’nın yirmi altı yaşında yazdığı yedinci romanı. Eserde karısına ihanet eden, ondan ayrılıp ucuz bir kadınla evlenen Lami’nin başına gelen ibretlik olaylar anlatılır.

Lami, eşi Bedia’nın ailesine içgüvey giden halim selim bir zattır. Canan’ı tanıyınca ona âşık olur ve dünyası kararır. Canan çocukken köle olarak bir saraya satılmış, mücevher, mal, mülk için kendini erkeklere pazarlayan ahlaksız bir kadındır. Lami, yeni karısı tarafından arkadaşı dediği dört erkekle aldatılıp çevresine maskara olur. Olaylar Canan’ın annesinin yıllar sonra ortaya çıkıp kızını bulmasıyla tepetaklak gider. Anne ona kötü davranan ve kocasını aldatan kızını öldürür. Lami eski karısına döner.

Peyami Safa, Canan

Peyami Safa diğer birçok romanında olduğu gibi bu romanında da temelde batılılaşma sorunu üzerinde duruyor. Aşk, evlilik, sadakat gibi kavramları inceliyor. Birçok eserinde kullandığı alegorik anlatımı bu eserinde de icra etmiştir. Çoğu karakter bir fikri, anlayışı temsil etmektedir. Lami kafası karışık Türk insanını temsil eder, haddini bilmez, özüne sırt çevirir, kutsalları çiğner sonunda pişman olur evine döner. Bedia gelenekleri, Türk medeniyetini, özü temsil eder, sabırlıdır, vakurdur, gururludur, kendinden emindir, kalesini terk etmez. Canan ve Lami’nin zaman geçirdiği, arkadaş bellediği üç beş lümpenden oluşan küçük cemiyet Batılılaşmış, ahlaksız, soysuz bir kalabalıktır. Hiçbir kutsalları yoktur, en yakın arkadaşlarını bile gözlerini kırpmadan aldatıp zerre utanmazlar. Bu noktada Lami’nin en yakın arkadaşı Selim daha da özelleşir. Bu karakter, determinist yöntemlerle tanımladığı yaşamını son derece rasyonel bir şekle sokmaya çalışırken aile, ahlak, sadakat, inanç gibi tüm kavramları yadsımış; sevgi, vefa, nefret gibi insani bütün öğeleri hayatından çıkarmıştır. Bu haliyle batının tam modern insan modelini temsil eder, batılı aydın profilidir.

Yazar nispeten yazarlığının erken dönemi sayılabilecek bu eserinde bile gerilimi ve merakı kitabın son sayfasına kadar sürdürmeyi başarır. Gizemi koruyarak, karakterler arası çatışmaları ustaca işleyerek, okurun kafasını karıştırır. Bununla birlikte Canan ve yozlaşmış cemiyetin üyeleri aşırı karikatürize edilmiştir. Karakterler siyah beyaz şeklinde ayrışmıştır. O dönemin şartlarına göre makul görülebilse de kadının affedici ve edilgen pozisyona sokulması, Lami’nin bütün kabahatlerine rağmen Bedia’nın onu affetme eğilimi göstermesi adil bir çözüm gibi durmamaktadır.

Peyami Safa

Peyami Safa Türk edebiyatının en büyüklerinden. Erken yaşlarda bile olağanüstü ruhsal tasvirlerle karakter oluşturabilmesi şaşırtıcı derecede başarılı. Olay örüntüsü kurmada, merakı tırmandırmada, eseri mekân tasvirleriyle donatmada, yirmili yaşlarında yazdıklarında bile hiç zorluk çekmemekte. Bunların üstüne pirifani bir yazar gibi tezler oluşturup bunları kurguya monte etmeyi de atlamıyor. Çoğu eseri, özellikle cemiyete ait bir probleme çözüm getirmek, bunun için kapsamlı felsefi ve sosyolojik modeller geliştirmek maksatlı.

Peyami Safa’nın dili ağır. Eserlerinde eski, yarı ölü kelimeler bol. Fakat onun eserleri, bu kelimelerden günümüzde az da olsa kullanılan, can çekişen bazılarını öğrenmek ve dilsel yaşama döndürmek açısından faydalı. Yayınevi metne sadık kalmış. Bahsi geçen türden kelimelerin manaları sayfa altlarında belirtiyor.

Aradan yüzyıla yakın bir zaman geçmiş olsa da Canan eseri hâlâ okuma zevki verebilen bir aşk romanı. Türk klasiği sevenlere tavsiyedir.

YORUM

WORDPRESS: 0